Aysa Prodüksiyon'dan harika oyunlar! "Yaşamaya Dair", "Ferhangi Şeyler" ve "Basit Bir Ev Kazası" oyunlarına giriş

Tiyatronun büyüsüne kapılacağınız saatler!

Genco Erkal'ın Nazım Hikmet tutkusunun yeni ürünü olan "Yaşamaya Dair", Ferhan Şensoy'un hiç eskimeyen tek kişilik gösterisi "Ferhangi Şeyler" ve Günay Karacaoğlu'ndan ödüllü bir evlilik komedisi "Basit Bir Ev Kazası" oyunlarına biletiniz var!

Yaşamaya Dair

Nazım Hikmet'in ölümünün 50. yıldönümü için Genco Erkal'ın uyarlayıp yönettiği oyunda, Tülay Günal da oynuyor. Piyano ve viyolonsel eşliğinde oynanacak oyunda, başta Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere değişik bestecilerin Nazım şarkıları da seslendirilecek.

Ağırlıklı olarak ozanın Bursa Cezaevi'ndeki yaşamını, eşi Piraye Hanım'a olan tutkusunu anlatan oyun, daha sonra sürgün yılları ve vatan hasretine odaklanarak, destansı yaşamından izlenimlerle noktalanıyor.

Ferhangi Şeyler

Ev sahibi Orkinos hanım, bakkalın aptal çırağı, Eeee Tayfun...

Sürekli çalan bir telefon ve telefonlara yanıt vermeyi sevmeyen bir adam...

Günlük gazetelere yapılan yorumlar, gündelik hayattan kesitler...

Çarşambayı Sel Aldı, Domdom Kurşunu, Aşık Mahzuni Şerif...

Buraya yazılanlar sizin için bir şey ifade etmiyorsa bugüne kadar çok şey kaçırmışsınız demektir.

Ferhan Şensoy'un Ferhanca bir dille anlattığı, günlük olayları yorumladığı ve 1987'den beri aralıksız oynadığı tek kişilik gösterisini izleme fırsatını kaçırmayın!

Basit Bir Ev Kazası

15 yıllık kocasının monotonluğundan bunalan ve sürekli intihar etmeye çalışan Songül, "Sevgili ailem..." diye başladığı son intihar mektubunu acaba nasıl sonlandıracak?

Aslında Songül, herkes kadar cesur ve herkes kadar ürkek; ama en herkes kadar gerçekçi olsa da, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da hayalperest ve romantik...

Aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tufanına götürüyor. Onun kendini aşma serüveni aslında yaşanılan toplumun kendini aşma serüveninden de çok farklı değil.

İzleyenlere hayatından komik bir pencere açarken; romantizmle delilik arasında gidip gelen aşk romanında ise şu satırları yazabilecek kadar da mantıklı bir karakter Songül:

"Genç ve güzel kadın kırılan gururunu ve onurunu bir kenara bırakıp İspanya’dan Merzifon’a uzanan çileli dans hayatını düşündü. Hayal ettiklerini hatırladı ve kendi kendine dedi ki: Artık ben iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyeceğim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüşüyor.“